Bu kitap bir özaciklama, bir özyorum, bir kisisel tarih. Mehmet Yilmaz sanati, sanat tarihini ve kendi sanatini son derece ciddiye alan biri. Cocuklarinin isimleri bile bunun bir kaniti Düsan ve Sezan, sanat tarihinin dev isimleri Marcel Duchamp ve Paul Cézannedan Türkceye esinler.
Unutmayin, bu meslekte emeklilik yok Eski bir siyasi, futbolcu veya manken gibi gecmisi yadsiyarak, Ben artik o konularla ilgilenmiyorum diyemezsiniz Karar verdikten sonra tüm hücrelerinizle, her nefes alip verdiginizde o hedef icin calisiyorsunuz ve bunun dönüsü olmayan bir yol oldugunu biliyorsunuz. Mehmet Yilmazin sanatla evliliginde bosanma ihtimali yok
Mehmet Yilmaz, metin-kavram-yapit arasinda bir ayrim yapmadan konuya bütüncül olarak yaklasan bir beyne ve piyasa baskilarina boyun egmeyen bir kisilige sahip. Kendini tekrarlamadan, cizim ve boyadan heykele, fotogercekci veya disavurumcu resimlerden videolara, makalelerden sanat kitaplarina kadar, sanat dünyasina her türlü izi birakma hedeflerine kilitlenmis ilerliyor. Ayrica ülkenin sosyopolitik yapisi, Cumhuriyetin sundugu sartlarin korunmasi ve gelismesine son derece dikkat ettigini, kariyerinin her asamasinda kanitlamis bir sanatci.
Önemli sanatcilar her zaman iyi birer yazar veya akademisyen degildirler. Hatta cogu zaman yalniz kendi kariyerlerine konsantre olmayi tercih ederler. Baska sanatcilarla fikir paylasmak isteyen, gencleri duyan, dinleyen veya onlara yol göstermek isteyen ender sayida sanatci, arkalarinda metinler, kitaplar, söylemler, diyaloglar, tanikliklar birakirlar. Mehmet Yilmaz en basindan beri bu yolu secmis ve herkesten önce bu paylasimlarini kendisinin ciddiye alacagini bilerek, adeta kendi kendini biriktirmis.
Bu nedenlerle en cok irdeledigi sanatcilarin basinda Leonardonun gelmesine de, Postmodern Ben kitabini karistirirken sasirmayacaksiniz...