Adnan Adivar bir makalesinde üniversite tarihlerinin, düsüncenin gelisiminin de tarihi oldugunu ifade eder. Bizde Darülfünun, Tanzimattan sonra üc basarisiz atilim sonucunda ancak 1900 yilinda acilabilmistir. Her ne kadar Tibbiye, Mülkiye, Hukuk gibi o zamana kadar birbirinden bagimsiz olarak faaliyette olan yüksek okullar var ise de bunlar belirli bir anlayis dahilinde üniversite haline gelememisti. Bunun icin tarihci Bernard Lewis, Modern Türkiyenin Dogusu adli meshur eserinde Istanbul Darülfünununu bir Islam ülkesinde kurulan, din yapili olmayan ilk üniversite olarak kabul etmektedir.

Istanbul Darülfünunu 33 yillik basarili bir yasamdan sonra 1933 yilinda Istanbul Üniversitesi Reformuyla tarihe karismistir. Ancak faal oldugu dönem, inanilmaz mücadelelerin gerceklestigi dünya tarihinin en mühim dönemec noktalarindan birine rastlamistir. Ikinci Mesrutiyet 1908, Balkan Harbi 1911-1912, I. Dünya Savasi 1914- 1918, Mütareke ve Mill Mücadele Yillari 1918-1922 ve en nihayet 1923ten sonra Cumhuriyet dönemi.

Bu eserin yazari Mehmed Ali Ayn, Islam ve Türk tasavvuf tarihinin aydinlatilmasina, felsefe ve düsünce tarihi ile ilgili pek cok kitabin yayimlanmasina ve mühim eserlerin elestirilmesi ile bilim dünyamiza yön vermis olan bir kisidir. Ayn yalniz Türkiyede degil, yabanci dilde yazdigi eserler dolayisiyla yurt disinda da seckin bir yere sahip olmustur.