Karanliktan Aydinliga, Aydinliktan Karanliga, Insanligin Aydinlanmasini anlamak, binlerce yillik insanlik tarihinin sosyal, kültürel ve siyasal dönüm noktalarini icine alan tarihsel bir perspektiften bakmakla mümkün olabilir. Bugün Anadoluda yasayan Türklerin Sibiryanin güneyinden baslayan yolcuklarini, Uzak-Dogu, Orta-Asya, Orta-Dogu ve Avrupa siyasi ve kültür ortaminin etkileri altinda sürdürdüklerini; bazen, Osmanli döneminde oldugu gibi, yüzlerce yil süren, düsünce ve ifade özgürlügünün kisitlandigi veya yok edildigi, entelektüel kisirligin hakim oldugu dönemlerde karanliga gömülünmüs, bazen de, kitalar arasi ticaretin Ipek Yolu ve Baharat Yolu, hosgörünün ve göreceli özgürlüklerin her alanda etkileserek zenginlestirdigi kültürlerin kavsak bölgesinde, Farabiler, Ibn-i Sinalar, Biruniler, Ömer Hayyamlar ortaya cikaran Orta-Asya cografyasinda, bir aydinlanma patlamasi yasanmisti. Aydinlanma tarih icerisinde süren bir bayrak yarisi gibidir. Misir ve Mezopotamyada gelisen bilim ve felsefe zamanla, ticari ve kültürel iliskilerle, Bati Anadoluda ve Yunanistanda uygun ortam bulup orada da yesermis, gelismis ve bunu Bagdatta baslatilan Abbasi Aydinlanmasi takip etmis, Endülüs Ispanya Emevleri döneminde de Bati Avrupaya gecmisti. Aydinlanma süreclerinin ortak yani, kisitlayan yoz güclere karsi verilen, yüzlerce yil süren, yeniliklerin, akil ve bilimin önünü acan özgürlesme mücadeleleri olmalaridir. Abbasi Aydinlanmasini baslatanlar, kadere inanmayan ve dogmalarin bütün zamanlar icin gecerli oldugu görüsünü reddeden, yeni sartlara göre özgürce güncellenebilecegini ileri süren, olaylarin neden ve sonuclarini akla, gözlemlere ve deneyimlere dayanarak, iliskilendirerek aciklamaya calisan, Helen Aydinlanmasinin eserlerini kendi dillerine cevirerek akil, bilim ve felsefe alanlarinda yeni aydinlanma atilimlari baslatan özgür düsünceli Mutezile filozof ve bilim insanlari olmustur. Bu aydinlanma dönemine son verenler ise akil ve bilim yoluna ancak dogmalarla ters düsmediklerinde izin verip özgürlükleri kisitlamaya baslayanlardir. Bu kisitlanmis yoz dönem, daha da ileri gidilerek, dogmalara uysun veya uymasin, tüm güncellemelere reformlara karsi cikan Selefi zihniyetine dönüserek, Aydinlanmayi, Islam cografyasinda tamamen sonlandirmisti. Bati Aydinlanmasinin yasandigi cografyaya komsu olan Osmanli devleti, bu aydinlanmanin gelistirdigi felsefe, bilim ve teknolojinin katkisi ve disiplinli, dinamik, örgütlü, üretken toplum yapisi ile, giderek zenginlesen Bati toplumlari karsisinda geride kalmis, yenik düsmüs ve cökmüstü. Bu süreci gören, yasayan ve anlayan son dönem Osmanli aydinlari ve subaylari, Türkiye Cumhuriyetinin kurulusunda aklin özgürlesmesinin ve Muasir Medeniyete ulasmanin ve gecmenin önünü acici sosyal ve kültürel devrimler yapmayi basarmislardi. Simdi ise, Cumhuriyetin kurulusundan beri firsat kollayanlarin, eski yoz düzene Osmanli Restorasyonu ile dönmek icin baslattiklari karsi-devrim ile karsi karsiyayiz. Icine sürüklendigimiz, her alanda yasadigimiz derin buhranlarin nedeni bu yoz ve cürüten, özgürlük düsmani cag-disi zihniyettir