Cukurova deyince, sari sicak gelir akla. Bir de yesil üzerine ak benekler serpilmis pamuk tarlalari Misir, mavi bir denizdir o topraklarda. Gelin süzülüslü sarisin ay cicekleri süsler ovalari. Gözleriniz, hayat fiskiran bu ucsuz bucaksiz tabiatin ufuklarinda kaybolur.
Tarlalarda sira sira irgatlar görürsünüz günesi tepesinde tasiyan. Salvarli, baslari posulu gün esmeri insanlar Gözlerine kan oturan kavruk cocuklar gelir karsinizdan. Bakirlasan cehreleri susuz topraklar gibi catlamis, cile dolu, kahir dolu kocalar Gönülleri gurbet, gözleri hasret olan, al yazmali analar Cocuklugunu bile yasamadan, Cukurova topraklarina savrulan parmaklari kinali Elifler, elleri nasirli Mehmetler Efkarin diger adi siladir buralarda. Hasretin öteki yüzü gurbet Gün olur, her tarladan yanik bir bozlak dökülür gönüllere.

Ekicinin hikayeleri, köyden kente göcün dogurdugu kültür ve degerler catismasini gündeme tasimasiyla dikkati ceker. Geleneksel muhafazakar degerlerle modern, seküler Batici degerler arasinda gidip gelen halkimizin dram ve trajedilerini etkili bir üslupla kaleme alir.
Onun öyküleri; akici, sürükleyici, etkileyici ve sahici bir dille kaleme alinan bir Türkce sölenidir