Baslangicta her sey soguk, bos ve anlamsizdi. Kutsal Rüzgar sular üzerinde oksar gibi anaforlarla esiyor, günes ve ayin, burclar ve yildizlarin henüz yaratilmadigi zifir gecede, gözleri mucizev bir dokunusla acilmis halde bizzat kendini, yani karanligin yine ta kendisini gören kör tabiati sanki teselli ediyordu. Onun uyanip cisimlesmis hali olan diger celik canavarin belirsiz silueti ise satihtaki zayif aydinligin hemen altinda adeta kimiltisizdi.
Ihsan Oktay Anarin derin denizlerde kurdugu alemde, o belirsiz, kimiltisiz siluetin hem icinde hem disinda, olaganüstü bir hikayede, hikayeyiz.