Onlar saniyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki biz sussak tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak. Sezai Karakoc
Osmanli Devletinin parcalanmasi birkac ay icerisinde gerceklesti ve 1918 yili Ekim ayinin son günü artik Osmanlisiz bir dünya haritasi vardi. Bununla da bitmedi Önce Saltanat, sonra Halifelik, Ingiliz dayatmasi daha dogrusu oyunu yüzünden birer hamlede kaldirildi.
1925te toplumun kilik kiyafeti degistirildi. Maksat, yeni bir insan vücuda getirmekti. 1928de bu defa alfabesi yazisi elden gitti Osmanlinin. Mahir Izin dedigi gibi maksat maziden alakayi kesmekti. 1932de ezan Türkcelestirildi. Tüm bunlari bosalan camileri satmak veya kiralamak, yikmak veya arsasini ele gecirip partinin kodamanlarina peskes cekmek üzere ic etme adimi takip etti.
Velhasil, Lozan süreciyle birlikte Osmanli satiliga cikarilmisti. Yalniz antika esyalari, camileri, medreseleri degil; Ayasofyasi dahil pek cok maddi ve manevi varligi satildi. Peki kime ve neden
Elinizdeki kitap, Osmanli mirasinin neden ve nasil satildigini ve bir cihan imparatorlugunun cihangirlik sevdasindan vazgecmis varisi tarafindan nasil hoyratca yok edildigini gösteriyor. Varis ne kadar unutmak isterse istesin, enkazdan artakalanlar mutlaka bir yerden baslarini uzatip seslerini duyuracaklardi.