Yüz yilda bir esen ölümcül bir salgin firtinasi bizi evlerimize ve korkuya hapsetti. Görünen o ki bu salgin gecse bile ardinda bir ruhsal enkaz birakacak. Bu sürec icinde her birimiz adeta mikrobiyolog kesildik, sürekli haber izlemekten malumat yorgunu olduk. Sürecin belirsizligi pek cogumuzda kaygiya ve ümitsizlige yol acti. Bir kaygi caginda yasiyoruz artik. Yumruklari gözümüzle secemedigimiz bir yerden yiyoruz.
Bir yandan da umutla hayata tutunuyoruz. Bu kitabi olusturan makaleler yasadigimiz Koronavirüs salginini toplumsal ve ruhsal düzlemde daha iyi anlamaya calisiyor. Bununla yetinmiyor ve buradan daha az hasarla cikabilmemiz icin bazi pratik ipuclari ve öneriler sunuyor. Ruhsal dayanikliligimizi artirmak ve kaygiyla daha iyi bas edebilmek icin bir kilavuz kitap. Karanlik tünelde mütevazi bir cep feneri.
Kalplerimiz arasindaki mesafeyi kisaltmak, umudu ve dayanismayi cogaltmak, yasadiklarimizdan ögrenmek icin samimi bir cagri.