Islam dünyasinin modernizmle karsilasmasi sonucu Müslüman mütefekkirler arasinda dini yeniden anlamaya ve cagimiz icin anlamlandirmaya yönelik cabalarda bir artis oldugu söylenebilir. Bu elbette dogal bir sürectir. Dini yeniden anlamaya calisirken modernizmle, Bati ile hesaplasmak kacinilmazdir. Bunlarla hesaplasmada Müslüman mütefekkirler kendi iclerine dönüp medeniyetlerinin kurum, kavram ve tasavvurlariyla yüzlestiler. Bu yüzlesmede bazilari Batili cagdas olana meyledip kendi tasavvurlarini dönüstürürken cogu geleneksel düsünceyi yeni bir dille ifade etmeyi tercih etmistir. Bazilari cözümü Batinin geldigi noktayi kabullenmekte görürken bazilari bunun dejenere olmak, ardindan yok olup gitmekle es anlamli oldugunu ileri sürmüstür. Bu yüzlesmede dikkat ceken nokta Islamin bir bütün olarak masaya yatirilmasidir. Kuran, sünnet, hadis, icma, kiyas, ictihad, tevil, Hz. Peygamber, nübüvvet, insan, bilim, egitim, devlet gibi kavram, kurum ve tasavvurlar yeniden ele alinmistir. Bu kavram ve tasavvurlar daha ziyade modern duruma tepkisel ve entelektüel bir bakis acisiyla ele alinmistir. Oysa bu kavramlarin Islam ilimler gelenegiyle birlikte degerlendirmeleri gerekmektedir. Bu calismada mezkr kavramlarin bir kismiyla birlikte baska kavramlar da eklenerek bir düsünce haritasi cikarilmaya calisilmis ve bunlar degerlendirilmistir.