Bilim disinda bilgi kaynagi oldugunu iddia edenler yanilmaktadir, ki bunun tarihte sayisiz örnegi mevcuttur. Ne mitolojiler ve dinler ne büyü ne de falcilik bilgi kaynagidir. Tarih boyunca bilim adi altinda yalanci bilimler psödobilim diyebilecegimiz; kehanet, astroloji, sihirbazlik, gizli okült bilimler gibi konular insanlara bilim diye sunulmustur. Ama bunlarin hicbiri bilim degildir; arkalarinda ya safdil inanis ya da düpedüz sahtekarlik vardir.
Insan, düsünmeye basladigi andan itibaren merak ederek ögrenmek, cevresinde olan biteni anlamak istemistir. Bu biyolojik evrimin insana verdigi bir dürtüdür. Insan, fiziksel olarak zayif bir varliktir. Ne kendini koruyabilecek dogal silahlari boynuz, tirnak, zehir vb. ne de hiz, ucmak gibi düsmanlarindan kacisini kolaylastiracak becerileri vardir. Tek silahi aklidir.
Sorgulamanin cezalandirildigi bir toplumda gelisme nasil oldu diye düsünebilirsiniz. Bunun cevabi basittir Her toplumda asi kafalar, her türlü ceza ve zorlamaya karsi duydugunu, gördügünü sorgulayan zeki bireyler türer. Iste yenilik ve gelisme bu nadir kisilerin sorgulamalari ve yeni düsünceler üretmeleri sayesinde olmustur.