Osmanli icin yasamis Sudanli bir asker; Zenci Musa...
Kuscubasi Esrefin gözü kapali güvendigi, catismaya girecekse saginda
istedigi bir delikanli...
Tarik Bin Ziyadin yaninda savasan büyük dedelerinin anlatip durdugu
hikayelerle büyüdü. Dedesi Seyh Mansurdan Osmanlinin görkemli
zamanlarini dinledi. Ingilizler yurdu sardiginda artik yerinden dogrulmasi
gerektigini biliyordu.
Trablusgarpta, Balkanlarda, Kudüste, Yemende, Istiklal Harbinde ön safi
hep o tuttu.
Ileri gidilecekse gitti, geri adim atmasi gerektiginde geri cekildi ve en zoru,
icinde yanan atese ragmen beklemesi gerektiginde durdu.
Sonra daha güclü, daha hizli kostu...
Trablusgarpta Kuscubasi Esrefle tanisinca hayati artik degismisti. Davasini
dava bildigi Kuscubasi Esrefin yaninda girdigi bütün mücadelelerde o
heybetli cüssesiyle galip cikti. Kader, onlara farkli vazifeler icin farkli yollar
cizse de Zenci Musa, ondan kalan bir fotografi ve dedesinin verdigi kefeni yanindan hic ayirmadigi bavulunda gittigi her yere tasidi.
Cöllerden hazineler gecirdi, taburlardan silahlar caldi... Vatanini satmasi
icin kendisine teklif edilen büyük paralari elinin tersiyle itti. Ihtiyaclarini
karsilasin diye kendisine baglanacak emekli maasini dahi reddetti. Bir
kahramanin yapabilecegi her seyi yapti.
Ismail Bilginin güclü kaleminden, kendisini Osmanliya adayan, Önce
ümmet diyen bir kahramanin hikayesi...
Yarabbi, bana ölünceye dek bu devlete hizmet etmeyi nasip eyle...