1943le 1978 yillari arasindaki 36 yillik Büyük Dogu külliyati, hem Türkiye insanina bir ufuk asilar, hem de Anadolu cografyasinin sinirlarini asan bir sesin yeryüzüne tasinmasina zemin olur. Bundan dolayidir ki Necip Fazilin heder edilmis zamanlarina agit yakmak yerine hohlaya hohlaya büyüttügü zamanlara dikkatlice bakmak gerekir. Cünkü söz konusu dikkatli bakisla Anadolu coraklasmaktan kurtulur da suurdan siire, hikayeye, tiyatroya, biyografiye, tarih okuma önerilerine acilan bir hayatin mevzi kazanma deneyimi yakin noktadan okunabilir. Böylesi bir okuyus ise ufuksuz kalmaya inat mehtabi kusatmaya yöneltir insanimizi.
